Poli̇ki̇sti̇k Over Sendromu (Pcos) Nedir?

Poli̇ki̇sti̇k Over Sendromu


Polikistik over sendromu; doğurganlık çağındaki kadınlarda sık görülen ve nedeni bilinmeyen endokrin bir bozukluktur. Birçok bilimsel çalışma; PCOS’un insülin direnci, diyabet, obezite, düşük doğurganlık kapasitesi, kardiyovasküler hastalıklar ve endometrium kanseri gibi hastalıklar ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Bu nedenle sürekli takipte olunması ve ihmal edilmemesi gereken bir hastalıktır.

Stein-Leventhal Sendromu olarakta tanımlanan bu sendrom;

  • Amenore gibi menstrual düzensizlikler,
  • Anovulasyon,
  • Yumurtalıklarda kist oluşumu,
  • Akne oluşumu,
  • Hirşutizm (kıl büyümesinin aşırı veya anormal dağılımı),
  • Erkek tipi kellik,
  • Obezite,
  • Uyku apnesi gibi semptomlarla beraber seyreder.

    PCOS’lu kadınların %50-70’nde vücut ağırlığından bağımsız insülin direnci ortaya çıkar ve bu durum her zaman ağırlık kaybıyla düzeltilemez. Obez kadınlarda ağırlık kaybı insülin direncini düzeltebilir. Androjen düzeylerini ve hirşutizmi azaltabilir aynı zaman da bazı vakalarda ovulasyonu geri döndürebilir. Polikistik Over Sendromu bulunan kadınlarda abdominal yağlanma, kilo verememe ve hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi durumu) gibi sorunlar yaşanabilir.

    PCOS beslenme tedavisi:

    PCOS’un geleneksel tedavisi ağırlık kaybını desteklemek için diyeti ve egzersizi içerir. Tedavinin ilk aşamasında kilo kaybı öncelikli olmalıdır. Bunun nedeni fazla kilonun insülin direncini arttırmasıyla beraber hastalığın sürecini değiştirme riskidir. İnsülin direnci aynı zamanda kilo verme süresini de yavaşlatabilir. Bu durumda kişinin sabırlı ve kararlı olması çok önemlidir. Zaten yapılan araştırmalar vücut ağırlığının %5-10 oranında azalmasıyla tüm semptomların azalabileceğini göstermektedir. PCOS’lu kişiler diyetlerinde bazı beslenme girişimleriyle insülin duyarlılığını artırabilirler.

    1- Diyetteki saf karbonhidrat ve toplam enerji miktarı kısıtlanmalıdır. 2- Sebze, meyve, kurubaklagil gibi yüksek posalı besinler sık sık tüketilmelidir. 3- Kan şekeri seviyesini dengede tutmak için küçük ama sık öğünler tüketilmelidir. 4- Düzenli egzersiz yapılmalıdır. (insülin metabolizması için diyet kadar önemlidir) 5- Tam yağlı besinler yerine düşük yağlı besinler tercih edilmelidir.

    Yapılan bazı çalışmalar düşük karbonhidratlı bir diyet önerirken, bazı çalışmalar da insülin seviyesini kontrol etmek için düşük glisemik indeksli bir diyet öneriyor. Bu durum bir uzman tarafından kontrol eşliğinde ayarlanmalıdır.