Kolajen Kullanımı ve Önemi

Kolajen Kullanımı ve Önemi


Kolajen kullanımı ve önemi hakkında bilgi vermeden önce dilerseniz kolajen nedir kısaca ondan bahsedelim, vücutta özellikle kaslarda, kemiklerde, tendonlarda, bağlarda, organlarda, kan damarlarında, ciltte, bağırsaklarda ve diğer bağ dokularında bol miktarda bulunan bir proteindir. Kolajen, cildin(esas olarak deri altındaki) yapısal bileşenidir ve kuru cilt ağırlığının yaklaşık % 80’ini oluşturur. Yaşlanmanın kaçınılmaz sonuçlarından bir diğeri olan selülit oluşumunu önleyerek, deri dokusunda iyileşme sağlar. Bağırsak sağlığının korunması açısından sindirim sisteminin koruyucu tabakasını destekler ve güçlendirir.
Tırnakların, saçların ve dişlerin yapı taşı olarak tırnakları güçlendirir ve saçların daha sağlıklı olmasına destek olur. Kas kütlesinin oldukça önemli bir bileşeni olan kolajen, kas yapımına destek olmanın yanında yağ yakımını da destekler. Yaşın ilerlemesi; vücudumuzdaki kıkırdağın zayıflaması ve eklemlerde iltihaplanmalara yol açabilir. Kolajen takviyeleri ve kolajen açısından zengin besin tüketimi ile eklemlerdeki bu ağrılar ve iltihaplanmalar azaltılabilir. Vücudumuz düzenli olarak kolajen üretir fakat bu üretim bazı faktörlere bağlı yavaşlayabilir. Menapoz, sigara, güneşe maruz kalma ve sağlıksız beslenme kolajen üretimini yavaşlatan faktörler arasındadır. Kolajen sentezini iki şekilde arttırabiliriz. Doğal yolla veya kolajen takviyesi ile. Doğal yolla kolajen üretimini arttırmak mümkün. Bunun için beslenmenize bazı besinleri eklemeniz yeterli. Kolajenin ana maddesi prokolajen oluşumu için glisin ve prolin aminoasitleri alınması gereklidir. Prolin, yumurta akı, süt ürünleri ve mantar, kuşkonmaz, lahana gibi sebzelerde bulunurken; Glisin ise daha çok et, balık, yumurta, süt ve baklagil gibi protein içerikli besinlerde bulunur, tavuk derisi ve jelatin de glisin içerir.

C vitamini kolajen öncüsü olan prokolajen üremininde önemli bir rol oynadığı için C vitamini almak çok önemlidir. Portakal, mandalina, greyfurt, roka, maydanoz, marul gibi yeşillikler, taze kuşburnu, brokoli, kapya biber, lahana, ıspanak gibi sebzeler C vitamininin önemli kaynakları arasında yer alır. Takviye ile de kolajeni arttırmak mümkün elbette. Kolajen takviyesi mutlaka uzman kontrolünde kullanılmalıdır. Özellikle hamileler, emziren anneler, deniz ürünlerine, sığır-tavuk etine alerjisi olanlar ve diyabet hastaları da bu ürünlerin kullanımında bazı sağlık sorunlarıyla karşılalabilirler.

Kolajen takviyeleri tablet, kapsül, toz, sıvı formda bulunabilmektedir. Kolajen takviyesi aldığımızda kolajen öncelikle sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit olarak kana karışır. Bunu engellemek için kolajenin parçalanmış hali olan hidrolize kolajen içeren takviyeler geliştirilmiştir. Kullanılan kolajenin miktarı da çok önemlidir. Takviyenin kolajen içeriği tercihen 10gr veya en az 5 gr olmalıdır ve senteze destek olmak için bakır, çinko, C vitamini içermesi önemlidir. Kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için düşük molekül ağırlıklı (3000 dalton civarında ) kolajenlerin tercih edilmesi doğru bir seçim olacaktır.

Kolajen çeşitleri:

İnsan vücudunda bilinen en az 16 kolajen çeşidi bulunur. Bununla birlikte toplam kolajenin büyük bir çoğunluğunu tip 1,2,3,4 ten oluşmaktadır. Tip 1: Tüm kolajen çeşitleri arasında insan vücudunda en fazla miktarda bulunanıdır. Cilde gerginlik ve elastikiyete verir, kemikleri destekler ve dokuları bir arada tutar. Tip2: Bağ dokularda kıkırdak yapımına katkıda bulunarak, eklem sağlığını korur. Tip3: Kalp kan damarlarını ve kan dokusunu oluşturma, cilde esneklik ve sıkılık kazandırma gibi pek çok görevi vardır. Tip4: Sindirim ve solunum organlarımızın yüzeylerini oluşturup kas, yağ ve organları çevreleyen bazal laminanın oluşumunda önemli bir rol oynar.

Peki vücudumuzda hali hazırda var olan kolajen nasıl koruruz?

Bol egzersiz, sağlıklı beslenme ile tabii ki mümkündür. Bunun yanında kolajen içerikli besinlerin düzenli tüketimi ve deride kolajen üretimini uyaran lazer, fraksiyonel radyofrekans, dermapen, dermaroller, pro gibi uygulamaların bir uzman tarafından yaşa ve ihtiyaca göre uygulanması da kollajen seviyesini korumamıza yardım eder.